İtiraf Edemediklerim?

Örneğin, çevremizdeki insanların kusursuz olmasını beklerken bu beklentimizin yanlış olduğunu fark ettiğimizde “Ne yapayım, ben biraz mükemmeliyetçiyim” diyebiliyoruz. Ya da bizi kızdıran bir olayın başkalarını kızdırmadığını gördüğümüzde kendi kendimize “çünkü ben asabiyim” diyebiliyoruz. Hatta bazen karşımızdakinin tespitini onaylayıp “evet, ben böyleyim” de diyebiliyoruz.


Evet, itiraf edemediğim şeyler var, var olmasına da ben bu itiraf edemediklerimi şimdi itiraf eder miyim?

Buna belki tam bir itiraf denemez, iç dökmek denir en fazla…

Herkesin vardır pek de sevmediği tarzda bir müzik içinden sevdiği bir parça. Benim de öyle olduğunu farkettim ve o dinlediğim parça çok dokundu nedendir bilinmez, aslında bilinmek istenmez… İtiraf edemediklerim de aslında tam bu noktada başlıyor. Kendimi bazen hayal kurarken, daha doğrusu birçok şeyi düşünürken buluyorum. Geçmiş, gelecek vs. Hani olur ya, bir bankta oturursunuz, düşünceleriniz zihninizde konuşmaya başlar yanınızdalarmış gibi. Canlı canlı konuşurlar. Öyle gerçekçidir ki, o anı an be an yaşıyor gibi hissedersiniz. Ama onun sadece zihnimizin yansıması olduğunu bildiğimizden onun getirdiği bir hüzün vardır…

Özlüyorum sanki bazı şeyleri… Geri getiremeyeceğim şeyleri… Aslında baştan yaratabileceğim farklı suretteki şeyleri… Kendime bile itiraf etmekten korktuğum şeyleri…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnsan Evde Neden Sıkılır?

Kendini Affetme Zamanı Değil Mi?