Kayıtlar

Neden Kalp Kırmak Kötü?

Resim
Kalp kırmak suya yazı yazmaya benzer, kalbi yeniden kazanmaksa gece güneşin doğmasına.. Sen suya yazı yazmasını başardın, şimdi otur da güneşin doğmasını bekle..! Kalp kırmayı yada kırmamayı bu kadar güzel anlatan bir başka cümle daha olmaz sanıyorum.Hiç kalp kırdınız mı veya kalbinizi kıran oldu mu? Sanıyorum insanoğluna özgü duygular bunlar. Zira başka hiçbir canlı da böyle bir duygunun var olduğuna inanmıyorum. Evinizde beslediğiniz bir köpeğe kızarsınız, söylenirsiniz hatta yeri gelir bir tekme atarsınız, fakat yine de o size asla darılmaz. Kısa bir süre sonra sizi gördüğünde sevgiyle kuyruğunu sallar, sevgi dolu gözlerle bakar. Biz insanlarda durum başka. Kalbimiz kırıldığında tüm her şeyi unutursunuz, o olay sanki dünyanın en kötü olayıdır. Dünya başınıza yıkılmıştır. O insanı bir daha affetmemeyi düşünürsünüz. Onunla olan tüm iyi anılar birden bire silinmiştir hafızalardan. Belki şok olmuşsunuzdur, böyle bir hareket beklememişsinizdir ondan. Ama olan olmuş, kırılan kırılmıştır.G

Stres Nedir?

Resim
Stres günümüz dünyasında yoğun şehir ve iş hayatına maruz kalan her kişinin günlük yaşamının parçası olan ve artık olağan sayılan duygu durumlarından biri. İş hayatında stresten kaçsak şehir hayatında yakalanıyor, şehir hayatında kaçsak sosyal hayatımızda mutlaka strese ucundan köşesinden maruz kalıyoruz. Sanki biz kaçtıkça o kovalıyor. Aramızda kıyasıya bir takip var. Öyle ki stresten kaçışımız bir hamsterın kafesinde dönüp durması kadar anlamsız ve sonuçsuz gelebiliyor.Stres, insanı yaşamdan soğutan, hayata karşı direncini kıran, tüketen ve kontrol edemediğimiz durumlarda bizi depresyona kadar götüren bir duygu durum bozukluğu Eğer sık sık kendinizi bitkin ve bunalmış hissediyorsanız, sinir sisteminizi tekrardan dengeye getirme zamanınız gelmiş demektir. Stresin işaret ve belirtileri hakkında fikir edinerek ve stresin olumsuz etkilerini azaltmak için adımlar atarak kendinizi koruyabilirsiniz.Stresin belirtileri 4 farklı grup altında toplanabilir. Duygusal Düşünsel Davranışsal Bedense

Neden Yalnız Kalmak İsteriz?

Resim
Her şeyden uzakta. Dışarıda rüzgarlı bir hava var şu an. Hava kapalı. Yatağımda yatmak, üstüme yorganı çekmek ve düşünmek istiyorum. Geçmişimi, geleceğimi. Kendimle konuşmak istiyorum. Ya da iç sesime kulak vermek. Ben zaman zaman yaparım bunu. Eminim siz de yapıyorsunuzdur. Zaman zaman da sesli olarak konuşurum kendimle. Sesli düşünürüm de diyebilirsiniz. İnsan o kadar rahatlıyor ki. Bakın bir defa deneyin. O kadar rahatlıyorum ki. Hemen bir pozitiflik yayılıyor vücuduma. Evde hiç kimse yokken yapıyorum bunu. Anlatıyorum kendimi, kendime. İnsanın yalnız kalmaya ihtiyacı var. Hiçbir ses istemiyorum. Sadece başımı yastığa koyup düşünmek. Bu zamana kadar neler yaptıklarımı ve gelecekte yapacaklarımı. Yalnızlığın son zamanlarda popülaritesi oldukça artış göstermiştir. Çoğunlukla sosyal medyada, dizilerde ve dinlediğimiz şarkılarda bunu hissedebiliriz. Sürekli olarak filim konuları ve kısa videolar halinde yalnızlığı anlatmaktalar ve bu tarz yalnızlık videolarınıda büyük bir kitle izlemekt

Gülümsemek Neden Bulaşıcıdır?

Resim
Nice şiirlere, şarkılara, filmlere, kitaplara konu olmuş, insanın belki de tüm yaşamı boyunca aradığı bir duygu; mutluluk. Onu bulmak için kimimiz okyanuslar aştık, kimimiz de bir paket çikolata açtık. Gelin, dünyanın neresine gidersek gidelim, değişen kültür ve farklı beden diline rağmen mutluluğun en temel işareti olan ‘gülme’ eylemini daha yakından inceleyelim..Komik bir şaka, eğlenceli bir an, anlatılan bir fıkra veya durup dururken akla gelen bir hatıra olabilir…- Gülmek, insanlarla bir arada olmamızı kolaylaştırır ve sosyal bağların güçlü bir şekilde kurulmasında büyük rol oynar. - İşe alım süreçlerinde insan kaynakları uzmanlarınca en çok dikkat edilen şey, adayın yüzünde oluşan gülümsemedir. Büyük toplantılar, kariyer hedefleri ve pazarlama teknikleri; hepsinin yolu keyifle gülümsemekten geçer. - Erkeklerin yüzde 69’u bakımlı ve makyaj yapan kadınlar yerine, gülümseyen kadınları tercih ediyor. Gülümsemek insanoğluna verilmiş çok özel bir ayrıcalık; ruh ve beden için

Kendini Affetme Zamanı Değil Mi?

Resim
Son Günlerde, düşünce liderleri ve ruhani rehberler tarafından  ele alınan makaleleri okumayı, videoları ve seminerleri izlemeyi bir çırpıda bitiriyorum. Bana bu denli ilham veren kişileri takip ettikçe hep aynı mesajla karşılaşıyorum :Affetmenin iyiliştirici bir güçü vardır.. Hayata daha nefretle bakmaya başlarsınız, kendinizi daha mutsuz hissedersiniz. Bunu da en çok kendinizle olan kavganızda yaşarsınız, işte ne önemli nokta da budur. Kendinize olan tavırlarınızı, kavgalarınızı hayal edin. Ne kadar acımasızsınız? Kendinize ne kadar kin besliyorsunuz? Hatalarınızı ne kadar kabul edebiliyorsunuz? Kendinizi affedebiliyor musunuz? Hayatınızda başkalarını affetmeden önce en temelde kendinizi bağışlayabilmeniz gerekir. Evet, belki de bu başkalarını affetmekten daha zor olabilir ama bu öğrenilebilen bir durumdur. Sadece bunu iste ve dene…İnsanoğlu en acı eleştiriyi kendine yapar ve affetme konusunda en çok kendine cimrileşir. Çünkü devreye giren yüksek ahlaki değerler, geçmiş t

İtiraf Edemediklerim?

Resim
Örneğin, çevremizdeki insanların kusursuz olmasını beklerken bu beklentimizin yanlış olduğunu fark ettiğimizde “Ne yapayım, ben biraz mükemmeliyetçiyim” diyebiliyoruz. Ya da bizi kızdıran bir olayın başkalarını kızdırmadığını gördüğümüzde kendi kendimize “çünkü ben asabiyim” diyebiliyoruz. Hatta bazen karşımızdakinin tespitini onaylayıp “evet, ben böyleyim” de diyebiliyoruz. Evet, itiraf edemediğim şeyler var, var olmasına da ben bu itiraf edemediklerimi şimdi itiraf eder miyim? Buna belki tam bir itiraf denemez, iç dökmek denir en fazla… Herkesin vardır pek de sevmediği tarzda bir müzik içinden sevdiği bir parça. Benim de öyle olduğunu farkettim ve o dinlediğim parça çok dokundu nedendir bilinmez, aslında bilinmek istenmez… İtiraf edemediklerim de aslında tam bu noktada başlıyor. Kendimi bazen hayal kurarken, daha doğrusu birçok şeyi düşünürken buluyorum. Geçmiş, gelecek vs. Hani olur ya, bir bankta oturursunuz, düşünceleriniz zihninizde konuşmaya başlar yanınızdalarmış gi

Nasıl Hedef Belirleriz?

Resim
İnsanoğlu doğası gereği daima bir şeylere ulaşmak için önce hayal kurar. Daha sonra bu hayalleri hedeflere dönüştürme çabası içine girer. Çünkü hedeflere gerçekçi yaklaşmak sonuca ulaşmamız için ilk şarttır. Her bireyin hedefleri vardır fakat bunları özenle ve özveriyle yürüten çok az sayıda kişiye rastlamaktayız. Hayalinin neresindesin? Hayal etmek sahibini mutlu etmek üzerine kuruludur. Çünkü hayallerin değil sen hayallerinin sahibisin. Kendi irademizle kurguladıklarımız, kabus görmek, rüya görmek isteğimiz dışında geliştiğinden mutlu veya mutsuz olmak tesadüften ileriye gitmiyor. Hayal kurmak belki hüzünden kaçış belki yorgunluğumuza bir nebze dinlenme durağı oluyor. Kimimiz en sevdiği yatağında gözlerimizi tavana dikip bunu yapar. Kimimiz elimizde kahvemiz, pencere veya balkonda. Kimimiz de en umutsuz anında kurduğu hayaliyle ruhunda ve yüzünde bir gülümsemeyle devam eder hayatına.Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez’’ der Montaigne. Hedef varılacak yer, ulaşılacak son